Terk Edilmiş Köy

 Ben kendimi bildim bileli dağlarda, bayırlarda at koştururum. Hiç bir zaman kendimi bir yere ait hissetmedim. Bel ki de sebebi merakımdır. Çok fazla köy, kasaba ve şehir gördüm ama hiç bir zaman böyle bir yer görmemiştim. İzninizle anlatmaya başlayayım. 

Bir sonbahar gece siydi, kasaba da ki son günümdü. Biraz eylenmek için bara gittim. Barda bir adam dikkatimi çekti, yalnız bir sekil de oturuyordu. Ama tuhaf olan şey adam hiçbir şey içmiyordu. 1 ila 2 saat adamı izledim. Adam sadece otuyor ve etrafını izliyordu. En sonunda adamın yanına gittim iki içecekle  birini ona birini kendim verdim. Adamın maşasına oturmama rağmen adam kafasını çevirip bana bakmaya bile tenasüp etmedi. Üstünde siyah bir palto vardı, yüzü ise anlatılamayacak kadar üzgün ve sertti. 40 yasında falandı.   

Sordum neden bur da tek basına oturduğunu ve neden bir şey içmektense insanları izlediğini. 

-Sen her tanımadığının yanına oturur musun ?

 -Hayır ama bu kadar yalnız birisini ilk kez  görüyorum. Bazen dertleşmek insanı rahatlatır. Ben Kerem, senin ismin ne ?    

Aradan 20dk geçmişti ama adam hala yüzünü bana dönmemişti.                                                                    Adam en sonunda uzun bir nefes vererek bana döndü, iki kolunu masanın üstüne koyup birleştirdi. 

-Adım Miran ve çok haklısın yalnızım hem de çok. Şu etrafındaki insanları görüyor musun ? Muhtemelen kötü bir gün geçirmişlerdir. Hepsi de eminim en büyük derdin kendisinde olduğunu düşünür ama hepsi yanılır. Sen hiç uyandığında bütün ailenin kaybolduğunu öğrendin mi ? Ben öğrendim. Bir işim olduğundan dolayı komsu köye gitmiştim geri döndüğümde köyüm bomboştu hiç bir kimse yoktu bir anda kaybol muşlardı?   

Duyduğum an başımdan kaynar sular dökülmüştü. Bu söylentiyi etraftan çok fazla kez duymuştum. Terk edilmiş köy, cinli köy, lanetli köy gibi birçok ismi vardı köyün ama hepsinde olay aynıydı. Köydeki insanların hepsi bir anda kaybolmuştu. Bunun sadece içi boş bir söylentiden ibaret olduğuna emindim. 

-Miray beni köyüne götürür müsün ?

-Olmaz bir dağa aynı şeyleri yaşayamam , bir daha olmaz !    

Miray'ın gözündeki o korkuyu görmüştüm. Bu olay gerçekti bir insan bu kadar bu kadar korkamazdı eyer gerçek olmasaydı. 

-Peki nasıl gide bilirim ?

Bana bir harita uzattı bu haritanın beni köye götüreceğini söyledi. 

O gece hiç uyuyamadım. Koy gerçek miydi ? ,gerçekse insanlara ne olmuştu ? 

Saba erkenden yola çıktım, bulunduğum köy ve o köy arasında 5 saat vardı çok yakındı.                          Yol boyumca etrafıma çok dikkatle bakındım her hangi bir tuhaflık yoktu. 

5 saatin sonunda köye ulaşmıştım gerçekten köyde hiç kimse yoktu. topraklar kupkuruydu, uzun zamandır sulanmadığı belliydi. Ama bir tuhaflık vardı, evlerin hepsi kilitliydi ve köye hiçbir kimse zarar vermemişti. Yasadığım sokun içerisindeydim Miray'ın dediği doğruydu. Yavaşça olduğum yere oturdum uzun uzun etrafı izledim, içimde çok büyük bir korku belirdi bir anda , ya aynı şey benimde başıma gelirse.  

Yaşadığım soku hazmet ince biraz etrafta gezindim köy çok temiz ve düzenliydi sanki daha önce kimse yaşamamış gibiydi. Etrafta gezinirken 6 kişiye rastladım. Beni görünce çok şaşırmışlardı. Bildikleri mi onlara da anlattım. Altısı da bir anda gülmeye başladılar. Meğerse burası bir köy değilmiş. O 6 kişi buranın sahipleriymişler. Burasını bir yatırım için satın almışlar ve evleri de onlar yaptırmışlar. Miray ise deliymiş köyün etrafında gezinirken burasını bulmuş. Muhtemelen haritayı da, söylentileri de çıkaran Miray'dı. Halkta bu hikayeyi sevince dilden dile dolanmış.                  











     

Yorumlar

  1. Lütfen yazım kurallarına dikkat edin. Kelimelerin yazımında hatalar var. "s" ve "ş" harflerinin yazımına dikkat edin, bazı kelimelerde bu harfler karıştırılmış. Ayrıca "tenasüp" sözcüğünü yanlış kullanmışsınız, sanırım "tenezzül" olacaktı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rüya