-

   DİJİTALLEŞMENİN TARİH BİLİMİNE               OLAN FAYDALARI VE ZARARLARI  

Dijitalleşmenin Tarih bilimine olan faydaları      

  1. Dijital Arşivler: Tarihsel belgelerin, fotoğrafların ve diğer materyallerin dijitalleştirilmesi, araştırmacıların erişimini kolaylaştırır.

  2. Büyük Veri ve Analiz: Tarihi verilerin büyük veri analitiği ile işlenmesi, örüntülerin ve eğilimlerin daha kolay bir şekilde analiz edilmesine yardımcı olur.

  3. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS): Tarihi verilerin mekansal olarak haritalanması, coğrafi analizlere olanak tanır. 

  4. Dijital Tarih Projeleri: Farklı üniversiteler ve araştırma kurumları tarafından başlatılan dijital tarih projeleri, belirli dönemler veya olaylarla ilgili kaynakları toplar ve analiz eder.

  5. Katılımcı Tarih: Dijital platformlar, bireylerin kendi tarih hikayelerini paylaşmalarına olanak tanır ve bu sayede daha geniş bir perspektif sunar. 

  6. Simülasyon ve Oyunlar: Tarihi olayları ve dönemleri simüle eden eğitim oyunları, tarih öğrenimini eğlenceli ve etkileşimli hale getirir.

  7. Eğitim Araçları: Online kurslar ve dijital ders materyalleri, tarih biliminin öğrenilmesini ve öğretimini destekler. 

  8. Envanter ve Veri Tabanları: Tarihsel nesnelerin ve belgelerin dijital ortamlarda kataloglanması, araştırmacıların bu materyallere daha kolay erişimini sağlar. 

  9. Veri Paylaşımı ve İşbirlikleri: Araştırmacılar arasında dijital platformlar aracılığıyla veri paylaşımı, işbirliği ve disiplinler arası çalışma imkanı sunar.

  10. Arama Motorları ve Veri Tabanları: Google Books, JSTOR gibi dijital kaynaklar, tarihsel metinler ve akademik makalelere erişimi kolaylaştırır, araştırmaları hızlandırır.                                                            

  Dijitalleşmenin Tarih bilimine olan zararları                             

  1. Bilgi Kirliliği: İnternet ve sosyal medya üzerinden yayılan yanlış veya yanıltıcı bilgiler, gerçek tarihsel olaylar hakkında kafa karışıklığı yaratabilir.

  2. Kaynak Güvenilirliği Sorunları: Dijital ortamlardaki bilgilerin güvenilirliği her zaman garanti değildir. Sahte belgeler veya güvenilmez kaynaklar tarih araştırmalarını olumsuz etkileyebilir.

  3. İnsan Etkisi Azalması: Tarihsel belgelerin dijitalleştirilmesi, bazı araştırmacıların sahada yapılan bireysel incelemelerden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durum, insan deneyiminin ve yerel bağlamın göz ardı edilmesine yol açabilir.

  4. Dijital Eşitsizlik: Tüm araştırmacıların ve tarihçilere eşit erişim imkanına sahip olmaması, dijital kaynaklardan yararlanma konusunda eşitliği bozabilir. Özellikle gelişmekte olan bölgelerde bu durum daha belirgindir.

  5. Kültürel Anlatıların Unutulması: Dijitalleşmenin baskısı altında, belirli anlatıların ve yerel tarihlerin göz ardı edilmesi veya silinmesi riski vardır. Popüler olan hikayeler, daha az bilinen tarihleri gölgede bırakabilir.

  6. Hızlı Tüketim: Dijital ortamda bilgilerin hızla tüketilmesi, derinlemesine analiz ve eleştirel düşünme gerektiren tarihsel çalışmalara yeterli zaman ayrılmamasına neden olabilir.

  7. Depolama ve Erişim Sorunları: Dijital verilerin saklanması ve korunması, fiziksel materyallerden daha karmaşık hale gelebilir. Teknolojik sorunlar veya veri kaybı tarihsel belgelerin silinmesine yol açabilir.

  8. Mesleki Becerilerde Düşüş: Yeni nesil tarih araştırmacıları, geleneksel araştırma metodolojilerinden daha az deneyim kazanabilir, bu da tarihsel metinlere ve belgelerle çalışma becerilerini zayıflatabilir.

  9. Yanında Getirdiği Olayların Gölgelemesi: Belirli olaylar ve tarihsel figürler dijitalleşme sayesinde daha fazla öne çıkabilir, bu da daha az bilinen olayların ve kişilerin göz ardı edilmesine yol açabilir.

  10. Özelleştirilmiş İçerikler: Algoritmalar sayesinde kullanıcılara özelleştirilmiş içerikler sunulması, tarih anlayışının daralmasına ve farklı bakış açılarına erişimin sınırlanmasına neden olabilir

                                                                                                                            

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-
                         ALIŞKANLI     Montaıgne göre alışkanlık çok büyük bir güçtür. Montaıgne'nin bu düşüncesine katılıyorum.  Ama alışkanlık sadece tek basına bir güç değildir. Alışkanlık tekrarlar kazanıla bilecek bir güçtür. Su damlalarının veya denizdeki  dalgaların kayaları yontuğunu hepimiz biliriz fakat su kayayı  nasıl yontar sertliğiyle mi yoksa keskinliğiyle mi , hayır ikisi de değil su  tekrarlarla  kayaları yontar. İnsanlar içinde bu durum geçerlidir. Bir iste uzmanlaşmak için tekrarlar gerekir. Bu tekrarlar ise zamanla alışkanlığa dönüşür. Benim yaptığım şeyde budur. Tekrarlarla yazı yazmada ve noktalama işaretinde kendimi geliştirerek bir alışkanlık haline getirmektir.  Fakat alışkanlık  sadece tekrarlardan ibaret değildir. Zaten alışkanlığı güç yapanda budur. Hiç birimiz ana dilimizi konuşmak için ek bir gayret göstermemişizdir. Bunun sebebi ise alışkanlıkların...
Devamı

Rüya

-
   Gündüz ve gece iki farklı dünya. Biri aydınlığın simgesi, biri karanlığın simgesidir. Gündüz, gerçek hayatı yaşarız , bir şeyler için emek harcarız ; gece, rüya dediğimiz dünyaya geçeriz , hayal gücümüzün en üst noktasına çıkarız. Rüya; o kadar gerçekçidir ki sanki o an oradaymışız gibi korkarız, seviniriz , üzülürüz eğer rüyaya hükme de bilirsek kendi dünyamızı oluştururuz. Ne korku olur ne üzüntü , sadece bize özel olan bir cennet.   Sigmund Freud, ise her rüyanın bir anlamı olduğuna ve ders çıkarmamız gerektiğine inanır.  Carl Jung, düşüncesi ise bütün düşünürlerden farklıdır. Carl Jung her rüya gördüğümüzde farklı evrenler deki bizlerle arketiplerler aracılığı ile onların gözünden gördüğümüze inanır.  Sence rüya hangisi ?    
Devamı
-
                             ÖĞRETMEN  Öğretmen sizce nedir ? Öğretmen benim için dünyadaki en kutsal , en gerekli ve en önemli mesleklerden biridir. Öğretmenlik adında olduğu gibi öğretendir. Bize neyin yanlış neyin doğru olduğunu , neyin nasıl yapıldığını bize öğretendir. Atalarımız bizlere her zaman bir şeyler öğretmişlerdir. Bizde bu sayede bu kadar gelişmişizdir. Atalarımızın bilgilerinin üzerine koyarak ve gelecek nesillere öğreterek gelişmeye devem etmekteyiz. Yani öğretmen annemiz , babamız , okuldaki hocalarımız , kitaplar vb.dir. Yani bizlere bilgi veren kişi veya eşerlerdir.   Edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olan   Alaeddin'in çok güzel bir sözü vardır.  Bana bir kelime öğretenin , kölesi olurum 'der. Benim için en büyük çaresizlik bilgisizliktir. Bir konu üzerinde ne kadar az bilirsek , o konu hakkında , o kadar cahil ve çaresiz hissederiz.  Bu yüzden insanlar ...
Devamı