Çalı kuşu romanının eleştirişi
Çalı kuşu romanı bana farklı bakış açıları kazandırdı. Daha önce okuduğum kitaplardan farklı olarak ana karakterin bir kadın olması bana bir kadının gözünden bakmayı öğreti. Çalı kuşu romanı kendi ayakları üzerinde duran bir kadını anlatmaktadır. Küçük yaşında annesini hastalıktan kaybeden feride İstanbul da ki anneannesinde yaşamaya başlar. Anneannesinde yaşarken mektebe giden Feride ilk kez Çalı Kulu lakabı takılır Feride'ye. Feride yaz tatillerinde teyzelerine gider ve Feride Kamran ile tanışırlar. Feride ile Kamran evlenecekleri gün siyah çarşaflı bir kadın Feride'ye Kamran'ın Avrupa da iken başka bir kadınla ilişkisi olduğunu söyler kadın ve Feride köşkü terk eder. Bu olay Feride'nin hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Feride mesleğini Anadolu'da yapmak üzere İstanbul' dan ayrılır. Bundan sonrasında Feride'nin Anadolu'da yaşadığı olayları Feride'nin ağzından dinleriz taki beşinci bölüme kadar beşinci bölümde işe Feride ile Kamran'ın kavuşmaları anlatılır.
Kitapta bana saçma gelen tek yer Feride'nin siya çarşaflı kadının dediklerinden sonra çantasını toplayarak evden çekip gitmesi oldu. Feride daha sakin davranarak teyzesi ve Kamran ile oturarak güzel bir şekilde konuşalardı olaylar belki bu noktalara gelmeye bilirdi.
Yorumlar
Yorum Gönder